Eleştirmenin Not Defteri

13 Nisan 2015 Pazartesi

BURAK GÖRAL'IN KİTAP RAFI - 1

MARILYN MONROE NOTLAR (Artemis)
Hayatıyla ilgili okuduklarımızdan anladığımız kadarıyla, Marilyn Monroe asla bir “aptal sarışın” değil, "aptal sarışını oynayan" çok zeki ve entelektüel bir kadınmış. Artemis'ten çıkan bu kitap onun yazıyla olan bağını ve duygusal dünyasını da tümüyle gözlerimizin önüne seriyor. Bu kitap onun defterlerinden, kaldığı otellerdeki not defterlerine, hatta peçetelere karaladıklarını sunuyor bize... Ne mi var bu notlarda? Monroe’nun kendi yazdığı şiirler, iç dünyasını anlattığı mektuplar, kendi kendine yaptığı özeleştiriler, en sevdiği klasik müzik eserleri, rüyaları, hayalleri, amatör çizimleri... Monroe’nun iç dünyasına koca bir yolculuk bu kitap. Üstelik o kadar güzel basılmış ki, kendi el yazısı, üzerini çizdiği kelimeleri bile koruyan metinlerle sunulmuşlar bize.. Bu şahane kadını daha iyi tanımak için bu kitap iyi bir fırsat...   

KUYRUKLUYILDIZ ALTINDA BİR İZDİVAÇ - Hüseyin Rahmi Gürpınar (İnkılap)
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın klasik eserleri rahat okunabilir versiyonlarıyla İnkılap tarafından tekrar basıldı. Gürpınar’ın en iyi eserlerinden biri olan “Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç” zamanının çok önünde bir romantik-komedi aynı zamanda. Gürpınar 1910’un İstanbul’unda bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpacağı söylentileri içinde meraklı iki gencin mektuplaşması üzerinden öyle güzel bir hikaye kuruyor ki, hayran kalmamak elde değil. Gürpınar okuyucuyu hem eğlendiriyor, hem bilgilendiriyor hem de daha o zamanlardan cahilliğe, geleneksel toplum ahlakına getirdiği eleştirilerle düşündürüyor. 


YILDIZLARARASI BİLİMİ - Kip Thorne  (Alfa Yayınları)
2014’ün en dikkat çekici filmlerinden biri olan ve bence bazılarının (baba-kız sevgisine bağlanması yüzünden) gereksiz bir şekilde eleştirdiği “Yıldızlararası”nda (Interstellar) anlatılan her şey bu kitapta A’dan Z’ye açıklanıyor. Filmin bilim danışmanı ünlü fizikçi Kip Thorne’un bu kitabı filmi daha iyi anlamanız için detaylı bir açıklamaya soyunuyor. Solucandeliği kavramının mucidi Thorne, filmin hikayesinden hiç kopmadan, yıldızlararası yolculuk hakkında anlaşılır bir dille, şema ve çeşitli görsellerden de faydalanarak okuyucuyu adeta uzayda bir yolculuğa çıkarıyor. Kitabın başında Yönetmen Christopher Nolan’ın da konuyla ilgili bir makalesi bulunmakta... 

KAYIP KIZ - Gillian Flynn (Artemis)
Geçtiğimiz haftalarda sinemada izlediğimiz, yönetmenliğini David Fincher’ın yaptığı, başrollerinde Ben Affleck ve Rosamund Pike’ın olduğu “Kayıp Kız”, tüm dünyada ilgiyle karşılanmış bir roman uyarlaması. Romantik ve umutla dolu bir başlangıç yapan Nick ve Amy’nin evliliği 5. yıldönümlerinde büyük bir kırılma yaşar filmdeki gibi. Filmden farklı olarak iki bölüme ayrılan roman ilk bölümde karısı kaybolan Nick’in hikayesiyle Amy’nin günlüklerini paralel olarak sunuyor bize. İkinci bölümde yaşananlar yine Nick ve Amy’nin bakış açıları eşliğinde sırayla okunuyor. Filmi çok sevdiyseniz romanını okurken de sıkılmayacak ve hikayenin filmde yansıtılması çok zor olan kimi psikolojik/sosyolojik tahlillerini ve ince detaylarını almanız kolaylaşacak. Dergi yazarlığından gelen Gillian Flynn’in bu üçüncü kitabı zekice kurgulanmış bir aşk-gerilim romanı ama kuşkusuz içinde zamane evliliklerine dair sosyolojik gözlemler barındırmasıyla da dikkat çekiyor...

GÖZLERİ TAMAMEN KAPALI - Michel Chion (Alfa)
Stanley Kubrick’in ölmeden önce çektiği son film, 1999 yapımı “Eyes Wide Shut” onun bütün dehasını gösterdiği filmlerinden biriydi. Diğer filmlerinin gölgesinde kalsa da hakkını veren birkaç yazardan biri de bu kitabın yazarı Michel Chion olsa gerek. Chion zaten senaryo incelemeleriyle de tanınan bir yazardır. Kendisi “Eyes Wide Shut”ı A’dan Z’ye ele alıp derin analizlere girişiyor bu küçük cep kitabında. Çok da iyi yapıyor. Bir evlilikten yola çıkıp insanoğlunun ruhunun derinliklerine inmeyi başaran şahane bir masaldır bu film. Chion kitabında hem görsel işaretlere hem de bir ton referansa başvurarak filmi açtıkça açıyor ve keyifli bir metinle sinemaseverlere şahane bir analiz sunuyor.
Alfa yayınları sinema tarihinin modern klasikleri tek tek ele alan bir kitap serisine de başladı böylece.. Aynı seriden “Ucuz Roman”, “Saklı”, “Ruhların Kaçışı” ve “Baba” filmlerinin de kitaplarını edinebilirsiniz...    

GENÇ WERTHER’İN ACILARI - Johann Wolfgang Von Goethe (İş Bankası Kültür Yayınları)
Avrupa edebiyatının romantik akımının en büyük ilham kaynaklarından biri olan Johann Wolfgang Von Goethe’nin bu ölümsüz eseri, zamanında büyük bir ilgiyle karşılanmış. ‘Umutsuz aşk’ üzerine yazılmış en güçlü eserlerden (bir roman-mektup) biri aynı zamanda “Genç Werther’in Acıları”. Romanda geleceği gayet parlak bir genç olan Werther’in Lotte adlı genç bir kıza duyduğu umutsuz aşkı Werther’in arkadaşı Willhelm’e (hayali bir arkadaştır belki de...) yazdığı mektuplar yoluyla anlatılıyor. Aslında Lotte de bir şeyler hissediyordur ama Albert adlı iyi bir adamla nişanlıdır ve o zamanlar, verilmiş sözler öyle kolay bozulamazlar! Mektuplar giderek karamsarlaşan Werther’in trajik sonuna kadar ilerler... Goethe’nin iki haftada yazdığı söylenen bu dev eseri, okuyucunun da kalbini sızlatmayı başarıp kitabı gözyaşlarıyla bitirmesine neden oluyor. Zamanında da Almanya’da çok büyük bir ilgi görmüş ve bir intihar salgını başlattığı da yazılır.      

SÜPER İYİ GÜNLER – Mark Haddon (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
İngiliz yazar Mark Haddon’un bu romanı yeni değil aslında. 2003 yılında yazılmış İş Bankası Kültür Yayınları tarafından da ilk baskısı 2004’te yapılmış. Ancak hâlâ ilgi gören ve yeni baskıları yapılan bir roman “Süper İyi Günler”. Aslında bir dedektiflik hikayesi anlatıyor, ama onu benzerlerinden çok farklı kılan bir özelliği var. Otizm hastası 15 yaşındaki Christopher John Franciss Boone bu romanın dedektifi. Babasıyla yaşayan bu çok özel çocuk, yan bahçede öldürülmüş olarak bulunan komşusunun köpeğinin cinayetini araştırmaya başlıyor okuduğu Sherlock Holmes kitaplarından da esinlenerek. Christopher köpeğin katilini ararken kendisini bir sürü zorlukla dolu bir maceranın içinde buluyor. Yazar Mark Haddon otizm mağduru 15 yaşında bir çocuğun bakış açısıyla yazdığı romanda o kadar güçlü bir dünya kuruyor ki, adeta Christopher’ın kafasının içinde dolaşıyor gibiyiz. Otizmin nasıl bir hastalık olduğunu da bundan daha iyi anlatan bir metin yoktur herhalde. Christopher’ın dünyasını heyecanlı (bildiğiniz çok satan polisiye gerilimi değil ama) bir olay örgüsünü takip ederek anlıyor ve çok da duygulanıyoruz aynı zamanda. Otizmi ya da otizmli çocukların dünyalarını  anlamak isteyen aileler için de ilaç gibi geliyor. 

SIRÇA FANUS – Sylvia Plath (Kırmızı Kedi Yayınevi)
Amerikan edebiyatının en melankolik yazar/şairlerinden biri olan Sylvia Plath’ın ünlü romanı “Sırça Fanus”, yazarın biraz da kendi yaşamından izler taşıyan yarı-otobiyografik bir roman. 1950’lerin New York’unda, bir moda dergisinde çalışarak ayakta kalmaya çalışan bir genç kız olan Esther’in giderek yolunu kaybedişi, çevresiyle, iş dünyasıyla ve erkeklerle sürdürmeye çalıştığı ve bir türlü istediği gibi gelişmeyen ilişkilerini sıkıcı olmayan, bazen hüzünlü bazen de mizahi bir dille anlatılıyor. Romanın bir yerinde Esther (ya da aslında yazarın ta kendisi) şunu söylüyor hatta: "Eğer iki karşıt şeyi aynı anda istemek nevrotiklikse ben tepeden tırnağa nevrotiğim. Hayatımın geri kalan kısmını karşıt şeylerin birinden öbürüne uçmakla geçireceğim." İnsanoğlunun paradokslar içinde debelenişini bundan daha içten nasıl anlatabilirdi ki?
Trajik bir yaşam sürmüş ve intiharla bu dünyaya veda etmiş bu önemli kadın yazar Sylvia Plath’in birbirinden melankolik şiirlerini de okumanızı öneririm..   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder