Eleştirmenin Not Defteri

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Kesintisiz, melankolik ve heyecanlı

VICTORIA

Romantik başlayıp heyecanlı bir soygun filmine dönüşen, 140 dakika süren, tek plan çekilmiş kesintisiz anlatımıyla sinema sanatında bir meydan okuma “Victoria”... 

Son yılların en dikkat çekici yapımlarından biri olan “Victoria”, filme de adını veren şahane bir kızı tanıtıyor bize. Berlin’e Barselona’dan gelmiş, okuduğu konservatuarda tutunamayınca kendisini hayatın akışına bırakmış, küçük bir kafede garsonluk yapmaktan gocunmayan bir genç kız. Bir gün sabaha karşı tek başına takıldığı bir barın çıkışında tanıştığı üç arkadaşla bir süreliğine takılmaya karar verir. Bu genç adamlar haşarı çocuklar gibi neşeli ve kabına sığmayan arkadaşlardır. Özellikle diğerlerine göre daha yol yordam bilen Sonne ile Victoria arasında bir çekim oluşur daha ilk dakikalarda. Önlerindeki bir saati hep birlikte yarı romantik ve yarı çılgın aktivitelerle geçirmeye başlarlar. Ancak gençlerin sabah olmadan hayır diyemeyecekleri bir işleri vardır yapmaları gereken. Bu bir soygun işidir ve onlara katılacak bir diğer arkadaşları son anda oyun dışı kalır. O saatten sonra başka birisini bulmaları imkansızdır. Gençler Victoria’dan yardım istemek zorunda kalırlar. Genç kadın öncelikle Sonne’yi merak ettiği için teklifi kabul eder. Gün doğana kadar yaşanacaklar hiçbirinin beklemediği bir sona ulaştıracaktır onları... 
“Victoria” bu hikayeyi klasik anlatı yapısına bağlı bir senaryoyla ele alsaydı bu kadar çarpıcı bir film elde edemezdi belki de. Ama Alman yönetmen Sebastian Schipper bu hikayeyi anlatabilmenin en zor yolunu seçmiş. Bütün filmi tek plan olarak kesintisiz bir şekilde çekmeye soyunmuş. Böylece 140 dakika boyunca Victoria’nın bu tehlikeli macerasını gerçek zamanlı olarak izliyoruz. Müthiş bir planlama-programlamanın her saniyesinde kendisini belli ettiği bir film bu. Üstelik “Birdman”de olduğu gibi bilgisayar destekli kurgusal hilelere de başvurulmamış hiç. 

Tatlı bir aşk filminden, ‘kaçak aşıklar’a...
Kurgusal bir ayrım olmasa da hikayesinin gereği filmi ikiye ayırmak mümkün aslında. İlk yarısı Victoria’nın bu tekinsiz gençlerle tanışıp kaynaştığı ve içlerinden biriyle diğerlerinden farklı bir duygusallıkla yakınlaşması... Burası çok güzel yazılmış diyaloglarla, iki genç oyuncunun (Laia Costa ve Frederick Lau) bir eldivene giren parmaklar gibi birbirleriyle uyum sağlayabilmiş olmalarının da etkisiyle şahane ve romantik bir tanışma hikayesi... Damdan düşer gibi kendilerini bir soygunun içinde buldukları bölüm ise ikinci bölümü oluşturuyor. Bu kısım teknik anlamda çok zorlayıcı. Arabaya binip inmeler, mekandan mekana girip çıkmalar ve baş döndürücü bir hızla gelişen olaylar bu hiç kesmeden kurulan yapıyı oldukça zora sokan meydan okumalar. Filmin bu anlamda bir teknik falsosu yok. İlk kısım mükemmele yakın bir kimya ile büyülüyor. Görür görmez sevdiğimiz Victoria’nın başına bir şey gelecek tedirginliğiyle bir süre izledikten sonra hikaye sıkıcılıktan uzak bir romantizme evriliyor. İkinci bölüm ise kuşkusuz daha gergin ve hareketli kısım. Burada ise özellikle de soygundan hemen sonra yaşananlar biraz uzatılmış hissi yaratmıyor değil. Ama yönetmenin bu kaygısını da anlamak lazım. O kadar çok şey yaşanıyor ki gözlerimizin önünde, bütün bu olan bitenin ikna ediciliği 90 dakika içinde çok sorgulanabilirdi. 140 dakikalık süre bu sorgulamayı tümüyle yok etmese de belli oranda azaltıyor. Ancak yine de tek planın sınırladığı bir mekan birliği var filmde. Soygundan sonraki olaylar çok hızlı bir şekilde, birbirlerine çok yakın cadde ve sokaklarda geçmek zorunda çünkü.
Açıkçası ilk bölüm karakter odaklı, küçük bütçeli bir aşk filmi kadar lezzetli. İkinci kısımdaki dönüşüm, filmi hikaye odaklı bir hale getiriyor ki onun da kendine ait meziyetleri var. Bu anlamda bir film fiyatına iki film tatmini de sağlamıyor değil yani... 
Alman yönetmen Schipper'in filmini tek plan çekmiş olmasını "şov yapmış" ve "kibirlilik" olarak gören bazı yazarlara ise Schipper'in yaptığı için bir şov sayılmayacağını, ama bir 'meydan okuma' olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebilirim. Bence "şov" yakıştırmasını "Birdman"deki yönetmenliğiyle Innnaritu daha çok hakediyor... 4/5

Victoria
Yönetmen: Sebastian Schipper    
Oyuncular: Laia Costa, Frederick Lau, Franz Rogowski, Burak Yiğit, Max Mauff
140 dakika