Eleştirmenin Not Defteri

20 Haziran 2015 Cumartesi

TERS YÜZ (Inside Out)

Hayat, neşe ve üzüntünün karışımı
Özellikle de “Oyuncak Hikayesi” filmleri, “İnanılmaz Aile”, “Wall-E”, “Kayıp Balık Nemo”, “Yukarı Bak” ve “Ratatuy” gibi çok iyi filmleriyle animasyon sinemasında çığır açan Pixar Animasyon Stüdyoları film endüstrisinin en değerli mücevherlerinden biri elbette.
Bu filmlerinin teknolojileri ve parlak fikirleri hiçbir zaman tartışılmadı. Önümüze gelen her film dahice üretilmiş fikirlere sahipti ve sempatik çizgiler, karakterler ve mizansenlerle, her filmde müthiş detay zenginlikleriyle çıktılar karşımıza. Pixar’ın filmlerinin eleştirilecek tek özellikleri adeta nazar boncukları gibi filmlerde asılı duran bazı senaryo aksaklıklarıydı. Bu konuda en arızasız filmi “Oyuncak Hikayesi 3” bir sinema başyapıtıdır kanımca.
Stüdyonun yeni filmi “Ters Yüz”de de çok parlak ama zor bir fikirden neredeyse kusursuz bir hikaye yaratmayı başarmışlar. Pixar filmleri kendi küçük seyircilerinin de zekalarını küçümsemeyen hatta her yeni filmleriyle onları drama konusunda daha da geliştirdiler. Bu filmlerin hikayeleri giderek daha komplikeleşti, daha çok risk alan kimi manevralara başvurur oldular. “Ters Yüz”de de böyle bir durum var.  Çocuksu ama diğer bazı animasyon filmlere göre hayli de sofistike bir hikayeye sahip.
Hikaye, kafamızın içinde neşe, üzüntü, öfke, tiksinti ve korku hislerimizi yöneten küçük canlıların yaşadığı düşüncesinden yola çıkıyor. Bu küçük canlılar temsil ettikleri hislere ve ait oldukları kişilerin yaşlarına uygun şekillerde tasarlanmışlar. Ailesiyle Minnesota’da yaşayan Riley’nin kafasının içindeki bu sesler onun bütün duygu dünyasını o 11 yaşına gelene kadar arızasız bir şekilde düzenlemişlerdir. Hiçbir aksilik beklenmiyordur, ta ki Riley’nin ailesi bir gün San Francisco’ya taşınmaya karar verene kadar...

Bir animasyon için zor bir hikaye
Film, insanların beş ayrı duygusunu yöneten beş ayrı kafa sesinin olduğu fantezisini bir senaryo başarısı olarak filmin hemen başında o kadar güzel hallediveriyor ki, şaşırıyorsunuz. Karakterlerini hemen sevdirmeyi başaran film, Riley’nin kafasının içinde ‘neşe’ ve ‘üzüntü’den sorumlu duygu karakterlerinin bir aksilik sonucu ana üslerinden uzaklaşmalarıyla asıl yolculuğunu başlatıyor. Birbirleriyle tümüyle zıt karakterde olan neşe ve üzüntü Riley’nin blinçaltı ve üstü evrenlerinde yol alarak beyin sistemine tekrar ulaşmaya çabalarlarken Riley’nin ön ergenlik ve yeni bir şehire/eve/okula adapte olma zorluklarına da çare olmaya çalışırlar.  
Hollywood’un giderek daha da tutucu bir tavırla gözümüze gözümüze soktuğu ‘aile seviciliği’ bu filmde de var. Ama animasyonların neredeyse tamamı böyle değil mi zaten? “Ters Yüz”deki minik arızalar onun bu mesajından kaynaklanmıyor. Çok iyi başlayıp çok komik devam eden film, ortalarda birkaç heyecanlı aksiyon numarası yapacağım diye ‘neşe’ ve ‘üzüntü’nün yolculuk kısmında hikayeyi biraz uzatarak zorluyor. Ama film ve karakterler o kadar sevimli ki kendinizi bu maceraya kaptırmamanız yine de mümkün değil. Bir büyüme hikayesini ve duygularının insanları nasıl da yönlendirdiğini bu zor hikaye içinde ancak bu kadar tatlı anlatabilirsiniz. Özellikle Riley’nin anne-babasıyla yemek masasındaki tartışma sahnesi tek başına mükemmel bir sahne. 
Animasyon filmlerin Türkçe dublajları da uzun zamandır kusursuz yapılabilmekteler ülkemizde. “Ters Yüz”ün de dublajında görev alan sanatçılar çok başarılı işler çıkarmışlar. ‘Üzüntü’yü seslendiren Gupse Özay ise filmin eğlencesine büyük bir katkı sağlamış. 4/5

Ters Yüz
Inside Out

Yönetmen: Pete Docter

94 dakika