6,5 milyon seyirci alan "Fetih 1453" filmi bu konu hakkında bir şeyler yazan bir çok yazarı yanıltıyor... Peki ya bu sene bu film olmasaydı ne olurdu rakamlar? |
Evet, toplam seyirci sayısı (yani aslında kesilen bilet
sayısı) geçen yıla göre yüzde 1.6 oranında artmış durumda. 2012 yılında
Türkiye’de neredeyse 43 milyonu bulan bilet satışı gerçekleşmiş. Bu sayının
belli bir kesimi –ki en az yüzde 30’dur bu oran- düzenli olarak sinemaya giden
sinemaseverler olsa bir yıl içinde düzensiz sinemaya giden insanların sayısının
nüfusun ne kadar altında olduğunu varın siz hesaplayın. Biz hesaplamak
istemiyoruz, içimiz acıyor çünkü...
Fransa 2011 yılında son 45 yılın rekorunu kırmış, tam 215
milyon 600 bin adet bilet satmıştı. Bu sene daha da artmış olması bekleniyor.
Tam sayı Ocak ayında belli olur. Bu arada Fransa’nın nüfusu da Temmuz 2012
itibarıyla tamı tamına 65 milyon 630 bin 692... Fransa’da satılan bilet sayısı Fransa
nüfusunun 3 katından fazla yani! Bizde ise nüfusun neredeyse yarısı... Yüzde
1.6’lık bir artış oldu diye de seviniyoruz...
Peki bu sene 6.5 milyon bilet satan “Fetih 1453” filmi
olmasa bu rakam 40 milyon biletin altında olmayacak mıydı? O zaman şimdi asıl
soruyu soralım: Bilet sayısındaki bu yüzde 1.6’lık artış ‘küçük’ bir ilerleme midir?
Yoksa başka bir acı gerçeği görmemize engel olan bir detay mıdır?
2013’de durum ne olacaktır? Her sene bir “Fetih 1453” filmi
mi yapmak lazım nüfusun yarısı kadar bilet satabilmek için? Geçen yıl ve 2010
yılında 1 milyon sınırını geçen 9’ar tane film varken bu sayı 2012’de 6’da
kalmış. Geçen yıl 291 film vizyona girmişken bu yıl 282 film seyirci karşısına
çıkmış. En çok bilet satan ilk 6 filmden iki tanesi yabancı film (“Buz Devri 4”
ve “Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2”). “Fetih 1453”ü, “Evim
Sensin”, “Berlin Kaplanı” ve “Sen Kimsin?” takip ediyor. 2011’de 75 yerli filmin
bilet sayısı 21 milyonken bu sene 58 tane olan yerli filmin sattığı bilet
sayısı 20 milyonda kalmış. Bunun 6,5 milyonu zaten “Fetih 1453”e ait... Yani
rakamlar hiç iç açıcı değil. Avrupa’da giderek artan (ki yine de analistlerin
sinemanın geleceği konusundaki endişelerini gideremeyen bir artış bu) sinemaya
gitme eğiliminin Türkiye’de karşılığı maalesef yok!
Nitelik tartışmasına girince daha karamsar bir tablo çıkıyor
ki ortaya maalesef 5-15 bin bilet aralığında kalan “Tepenin Ardı”, “Babamın
Sesi”, “Simurg”, “Lal Gece”, “Gözetleme Kulesi”, “Geriye Kalan”, “Can”, “Vücut”
gibi görülüp tartışmaya değer filmler listenin en altlarında kalıyorlar. Yılın
en iyileri anketlerinde adları geçen pek çok film (“Melancholia”, “Tha Master”,
“Sürücü”, “Cosmopolis”, “Utanç”, “Moonrise Kingdom”, “Kevin Hakkında
Konuşmalıyız” vb...) 10 bini, 20 bini aşmayan bilet sayılarıyla vizyonlarını
tamamlamışlar... Yani bir kez daha Türk sinemaseverlerin film seçme kriterleri,
filmlerin sinemalarımızdaki ‘çalıştırılma’ stratejileri, gösterim takvimlerinin
doğru bir şekilde düzenlenip düzenlenemedikleri şüpheli bir tablo çıkardı
ortaya...
Her şeye rağmen 2012 sinema gündemi açısından çok renkli
geçti... Bakalım 2013’de Türkiye sinema sektörünü neler bekliyor hep beraber
göreceğiz...
* Not 1: Veriler www.boxofficeturkiye.com
sitesinden alınmıştır...
* Not 2: Bu yazı Arka Pencere'nin 166. sayısında da yayımlanmıştır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder