Nefes kesen anlamlı bir yürüyüş!
1974 senesinde, bugün artık olmayan İkiz Kuleler’in arasına
çelik halat çekip üzerinde yürüyen Fransız sanatçı Philippe Petit’nin gerçek
hikayesi “Tehlikeli Yürüyüş”te...
Yapımı yaklaşık altı yıl süren ve 1973’te açılan Dünya Ticaret
Merkezi gökyüzüne yükselen ikiz kuleleriyle New York şehrinin sembollerinden
biriydi. Malum 11 Eylül saldırısında 2.606 insanla birlikte tarihe gömülen ikiz
kuleler, kimine göre kapitalizmin en ihtişamlı eseri, kimine göre göklere
ulaşmaya çalışan insanlığın zaferiydi. Fransız sanatçı Philippe Petit içinse başka
türlü bir cazibe merkezi. Petit 1968’de bir dişçi muayenehanesinde beklerken
karıştırdığı dergide ikiz kulelerin inşaatının başladığını okuduğundan ve
bitmiş halinin çizimini gördüğünden beri bir hayal kurmuştu: İki kulenin
arasında bir çelik hat çekip üzerinde yürümek... Kendi ifadesiyle bu “yüzyılın
en artistik suçu” olacaktır.
Petit’nin altı yıl boyunca hazırlık yapıp 1974’te
gerçekleştirdiği bu zor hayalinin hikayesi daha önce 2008’de Oscar ödüllü bir
belgesele de konu olmuştu. “Teldeki Adam” (Man on Wire) Petit’nin hayalinin ve
gerekçelerinin heyecanlı ve eğlenceli bir anlatımıydı. Bu barışçıl
başkaldırının güzel bir ifadesiydi. Nasıl olmasındı ki, hikaye durduğu yerde
cazipti. Petit yerden 400 metre yükseklikte, yaklaşık 200 kilo ağırlığındaki ve
8 metre uzunluğundaki bir çelik halat üzerinde 45 dakika boyunca elindeki 25
kiloluk denge çubuğuyla tam 6 yürüyüş gerçekleştirmişti. Çıkarıldığı mahkemede
New York’un ünlü Central Parkı’nda çocuklar için gösteri yapma cezasıyla (!)
salıverilmişti.
Petit yardımcılarıyla birlikte henüz inşaatı yeni bitmiş
olan kulelere gerekli malzemeleri bir gece önceden gizlice sokmuş ve sabahında
bu nefes kesen, anarşist ve artistik yürüyüşünü gerçekleştirmişti.
Hayalinin peşinden
yürü!
“Geleceğe Dönüş” (Back to the Future), “Mesaj” (Contact) ve
“Forrest Gump” filmlerinin usta yönetmeni Robert Zemeckis’in filmi ise
Petit’nin Fransa’daki akrobasi tutkusundan başlayarak İkiz Kuleler’deki
yürüyüşüne kadar geliyor. Sanatçının Fransa’daki yıllarını adeta, yine çok
sevilen başka bir Fransız filmi “Amelie” gibi anlatıyor Zemeckis. Petit’nin
hiperaktif tavırları, güleryüzü ve pozitif bir rol model olarak portresi filmin
ilk yarısını bir komedi filmi profiline yaklaştırıyor yer yer. Sanatçıyla
ilgili bir sürü cümle kuruyor film buralarda ancak bu hayalinin ardındaki
felsefeyi önceki belgesel film kadar güçlü kuramıyor. Türlü oyunlarla
(Petit’nin film boyunca Özgürlük Heykeli’nin tepesinden yaptığı anlatıcılık,
siyah beyaz sokak performansları, küçük bir romantik hikaye gibi) eğlendiriyor,
izletiyor kendisini ama Petit’nin akıl hocası eski akrobat Baba Rudy’nin birkaç
sahnesi dışında çok da derinleşemiyor.
Filmin son 30-40 dakikası ise olayı bambaşka bir boyuta
taşıyor. Sinemada seyirciye yükseklik duygusunu bu kadar güçlü veren başka bir
film hatırlamıyorum. Petit’nin olağanüstü yürüyüşünü Zemeckis apayrı bir film
gibi ele alıyor adeta. Son derece inandırıcı bir sinematografiyle (biraz da
süsleyerek) o telin üzerinde yürüdüğünüzü düşündürtüyor. Yükseklik korkunuz
olmasa bile kalp atışlarınızı hızlandırmayı, yer yer başınızı döndürmeyi
başarıyor. Özellikle de IMAX bir salonda 3D izlediğinizde bu etki iki üç kat
artıyor. Zemeckis’in filmi tabi ki belgeselle olan farkını bu son yarısında
gösteriyor en çok. Petit rolünde izlediğimiz Joseph Gordon-Levitt her filminde
olduğu gibi yine şeker gibi! Sevimli performansıyla film boyunca izletiyor
kendisini.. Baba Rudy rolünde Ben Kingsley o kadar rahat ki, zaten benzer
karakterlere defalarca hayat vermişti...
“Tehlikeli Yürüyüş”, bir ‘hayalinin peşinden koş’ hikayesi
olarak 7 yaşından büyük çocuklarla da izlenebilir. Ama yüksek yerlerde yürümek
konusunda gereğinden fazla cesaretlenmelere kapılmamalarını da
hatırlatmalısınız onlara. 3,5/5
Tehlikeli Yürüyüş
The Walk
Yönetmen: Robert Zemeckis
Oyuncular: Joseph Gordon-Levitt, Charlotte Le Bon, Ben
Kingsley, James Badge Dale, Clement Sibony, Cesar Domboy
123 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder