“Carol”, hem Cate Blanchett’in mükemmel oyunculuğu hem de
büyüleyici görselliği için mutlaka sinemada izlenmesi gereken filmlerden biri..
Zamanında Ang Lee'nin “Brokeback Dağı” (Brokeback Mountain) vizyona girdiğinde iki kovboyun
birbirine duyduğu aşkı ayıplayan, ayrımcılık penceresinden bakarak yargılayan
insanlara şöyle diyordum hep: “Kabul etmek zorunda değilsiniz ama neden
cinsiyet üzerinden okumak zorundasınız bu filmi? Neden bir insanın bir insana
duyduğu aşk olarak göremiyorsunuz bu hikayeyi?”
“Carol”da 1950’lerin Amerika’sında boşanmak üzere olan bir
kadın olan Carol, gencecik bir tezgahtar kıza aşık oluyor. Küçük kızına bir
oyuncak almaya gelmiştir büyük bir oyuncak mağazasına ama en güzel hediyeyi
kendisine seçer bir anlamda. ABD’nin en tutucu zamanları yaşanıyordur. Hem
kadınlardır, hem farklı bir sosyal çevre ve sınıfa aittirler, hem de aralarında
yaş farkı vardır. Üstelik Carol’ın kocası tek çocuklarının velayetini almak
için dava açmıştır. Carol aşkını özgürce yaşayabilmenin yollarını arayıp bulmak
zorundadır.
“Carol”ın çok lezzetli bir film olmasının nedeni sadece hikayesi
değil aslında. Evet ünlü yazar Patricia Highsmith’in gerilimli bir aşk romanı
olan “Tuzun Bedeli” romanından uyarlanmış ancak Phyllis Nagy’nin senaryosu
hikayenin polisiye kısmını tümüyle çıkarmış hikayeden. Böylece karşımızda filme
adını veren Carol adlı bir kadının züppe bir zengin, fedakar bir anne ve çok
aşık bir kadın kimliklerine sırasıyla geçişine şahit oluyoruz. Filmdeki üç şey
büyüleyici bir tonda bir araya geliyor. Cate Blanchett’in olağanüstü
performansı bunların ilki. Oyuncu rol aldığı her filmdeki gibi karakterinin
duygu dünyasını içinde olduğu en küçük görüntü anında bile seyircisine
hissettirebiliyor. Yönetmen Todd Haynes’ın ise bu hikayeyi sunuş tarzı
kusursuz. Haynes hikayenin merkezindeki iki kadını da sık sık buğulanmış ya da
ıslanmış camların arkasında gösteriyor. Aralarındaki saydam engelin belli
belirsiz altını çiziyor sürekli. Görsel olarak dönemin ünlü ressamlarının,
fotoğraf sanatçılarının eserlerine ve “Kısa Tesadüfler” (Brief Encounter) gibi
filmlere çok ince, narin göndermeler yapıyor. İki kadının eşcinsel aşkını asla
basite indirgemeden, şairane bir sinemayla anlatıyor. Filme bu tonu veren çok
önemli bir etken de Carter Burwell imzalı müzikleri... Filmin melankolik
atmosferini tamamlayan çok duygusal, akılda kalıcı, melodik ve kulaktan kalbe
akıp giden müzikler bu aşk hikayesine eşlik ediyor. Hikayenin genç kızı
Therese’i canlandıran Rooney Mara da Audrey Hepburn’u andırıyor sürekli ve bu
hikayeye başka bir çekicilik daha katmayı başarıyor.
“Carol” Oscar ödüllerinde daha çok adaylığı haketse de
sadece 6 dalda aday olabildi. Uyarlama
senaryosu, Cate Blanchett’i, müziği ve görüntü yönetimiyle aday olduğu bu
dalların en güçlü filmlerinden biri. 5/5
Yönetmen: Todd Haynes
Oyuncular: Cate Blanchett, Rooney Mara, Kyle Chandler, Sarah Paulso
118 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder