Her şey evlilik aşkına!
Evliliğe odaklı yetiştirilen Türk kızlarının medarı iftiharı
Efsun, “Kocan Kadar Konuş: Diriliş”te eleştirdiği ne varsa bir bir yapıyor
evlenebilmek için...
Romantik komedi türüne ait filmler tabi ki evliliği
özendirici, tek eşliliği savunan ve daha çok kadın seyirciyi hedefleyen
filmlerdir. Türk sineması 1960-70’lerde bu türden iyi komediler üretebilmiş bir
sinemaydı. Sonra uzun süre kimse bulaşmadı böyle hikayelere, çünkü başta
Hollywood’dan olmak üzere iyi yabancı örnekler birbiri ardına geliyordu sinemalarımıza.
Son dört beş yılda televizyon ve sinemamız rom-kom türünü yeniden
keşfetti adeta. Şimdi birbiri ardına gelen ve çoğunluğu çıkışını yabancı bir
filmden, diziden alan yapımlar sardı ortalığı. Çoğunluğu da düğünle bitmekte. Geçen yıl izlediğimiz “Kocan
Kadar Konuş” bu yapımların içinde diğerlerinden farklı bir yapıda kendine yer
açabilmişti. Filmin uyarlandığı popüler romanın yazarı Şebnem Burcuoğlu yeni
bir şey anlatmıyordu aslında ama yönetmen Kıvanç Baruönü ile birlikte ayakları
yere basan sağlam bir ana karakter inşa etmişlerdi. Her ne kadar Hollywood
formüllerini (edebiyatta da Bridget Jones ekolünü) takip etse de, Ezgi Mola’nın enerjik ve parlak performansıyla 30
yaşında henüz evlenmemiş Efsun adlı Türk kızının peşine takılıp gittik. Zeki,
nüktedan ve edebiyat tutkunu Efsun’un zaman zaman kameraya dönüp seyirciyle
konuşması bile kitlesi tarafından pek yadırganmadı. Bizim dizi ve filmlerde pek
sevilmez öyle şeyler, bilirsiniz.
Efsun Türk kızlarının doğar doğmaz evliliğe odaklı
yetiştirilmelerinden, ‘evde kalma’ korkusuyla geçen yıllarından, ruh eşini bulma
aktivitelerinden gayet sıkılmış ve bu sıkıntısını son derece samimi ve esprili
diyaloglarla da bizimle paylaşan bir film kahramanı. İlk filmde yaşanan sorun,
Efsun’un bütün direncinin lise aşkı Sinan’la yıllar sonra karşılaşmasının
ardından birer birer kırılıyor olmasıydı. Tabi ki hikaye gereği böylesi bir
kırılma yaşanmalı, sonuçta “Kocan Kadar Konuş” da bir romantik komedi ve olaylar
bir şekilde evliliğe bağlanmalı! Ama eleştirdiği noktada bu kadar güçlü
durabilen bir kadının sonunda istemediği bir sürü şey yaşıyor olması ve tüm
bunları ne kadar dalga geçiyor olsa da birer birer yerine getiriyor olması onun
karizmasını bir parça bozuyor doğrusu. Nitekim ikinci film tümüyle bunun
üzerine kurulu.
Efsun ilk filmin sonunda öyle bir noktaya gelmiştir ki Sinan’a
evlenme teklif etmiştir! Şimdi de düğün hazırlıkları vardır ve Efsun’un hep
eleştirdiği ama geçilmesi gereken her türlü safha ona rağmen gerçekleşir.
Buradan da komik sahneler ve olaylar birbirini takip eder. Hikayenin bu
bölümünde Sinan’ın rolü ilkinden daha da aşağı çekilmiş. Damadın evlilikle
ilgili söz hakkı, tıpkı kız babası gibi, neredeyse hiç yok. Büyük şehirlerdeki
evlenme işleri tümüyle kadınların fetiş bir olayı olup, onlar tarafından
yürütülen bir ritüel.
Serinin ikinci filmi yine benzer Hollywood modellerini
düzgün bir yönetmenlikle ve çok da aksamayan bir senaryoyla takip ediyor. Ama
şüphesiz önceki filmde olduğu gibi bu da Ezgi Mola’nın yüksek enerjisine çok
şey borçlu. Oyuncu göründüğü her an, küçük bir jestiyle ya da tek bir bakışıyla
o sahneyi daha sıcak kılmayı başarıyor. Sinan’ın babaannesi rolünde kadroya
katılan Hümeyra ve Efsun’un anneannesi olarak ikinci kez izlediğimiz Nevra
Serezli’nin karşı karşıya geldiği atışma sahneleri de filmin lezzetini
arttırıyor. Çekingen de olsalar küçük cinsel imalarla süslü birkaç espri de
ihmal edilmemiş. Keşke daha cesur olunabilse, ama cesur olmak bu Türkiye
ortamında maalesef giderek zorlaşan bir durum.
Birbirinden cıvık komedilerle dolu filmlerimiz arasında
“Kocan Kadar Konuş: Diriliş” farklı ve nitelikli kalabilmeyi başarıyor. 2,5/5
Kocan Kadar Konuş: Diriliş
Yönetmen: Kıvanç Baruönü
Oyuncular: Ezgi Mola, Murat Yıldırım, Hümeyra, Nevra Serezli, Eda Ece, Muhammet Uzuner
107 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder