ARNOLD SCHWARZENEGGER
Nasıl tanıştık?
Avusturya kırsalından vücut geliştirme sporu sayesinde
çıkabilen Arnold, 1982’de perdede Conan rolüyle bir güneş gibi doğdu! Film
Türkiye’de bir sene sonra vizyona girse de Türk sinemaseverler onu 1987’de
“Komando” filmiyle sevdiler. Halbuki 1984’te “Terminator” ile dünyada fırtına
gibi esiyordu. Film bizde video piyasasında keşfedilmişti ama filmi sinemada
izlemek isteyenler 1988’i beklemek zorunda kalacaklardı...
Neyi temsil eder?
Arnold Schwarzenegger filmlerinde erkekliğin çelik gibi
gücünü temsil eder. Aksiyonlarında az konuşan (çünkü dramatik rol kabiliyeti
yoktur) ama gücüyle herkesi susturan kahramandır. Komedilerde de bu fiziğinin
tam zıddı bir durumla karşılaşan adamları oynar. Mesela “Ufaklık”da (Junior) hamile
kalır! “İkizler”de (Twins) Danny De Vito’nun ikizi olur!
Neden severiz?
Beton gibi duruşu ve sağlamlığıyla
karşısındaki sorunu nasıl çözeceğini izlemekten zevk alırız...
En iyi filmi: James
Cameron’un bilim-kurgu sinemasına yön veren filmlerinden “Terminator 2”
En kötü filmi: Çok lüzumsuz bir Noel komedisi olan “Babam Söz Verdi” (Jingle All The
Way)...
Ünlü repliği: Ayl bi bak! (“Geri döneceğim” demek
istiyor...!)
SYLVESTER STALLONE
Nasıl tanıştık?
Yıllarca Hollywood’da koltuğunun altında dolaştırdığı kendi
yazdığı senaryosuyla çalmadık kapı bırakmadıktan sonra 1976’da Rocky’nin
çekilmesini sağlayan Stallone kazandığı üç Oscar’la tüm dünyanın ilgi odağı
oldu. “Rocky” filmi Türkiye’de sinemalara 1982’de gelebildi. Ama ilginç olan şey Türk
sinemaseverlerin Rocky II’yi birincisinden bir sene önce, 1981’de izlemiş
olması. Dolayısıyla Türklerin Rocky ve Stallone ile tanışması 1981’de Rocky II
ile başlar.
Neyi temsil eder?
Stallone Rocky serisiyle “azim”i temsil ederek çıkış yaptı. Rambo
serisindeki vefasızlığın çıldırttığı kahraman askerle bu çıkışı sürdürdü ve
hiçbir zaman kötü ya da karanlık bir yönü olan karakterleri oynamadı. Filmlerinde
hem mağdur hem de mağrur oldu çoğu zaman...
Neden severiz?
Stallone haksızlığa uğrayan ve sonunda da harekete geçen
karakterleri oynadı hep. Kaslı vücudu Arnold’unki gibi astronomik olmadı hiç,
yamuk bir ağzı ve düşük gözleri olmasına rağmen belli oranda yakışıklı olduğu
filmleri de vardır.
En iyi filmi: Oynadığı tek ciddi dram olan “Güçlüler
Bölgesi” (Copland) sinema sanatı adına en ciddiye alınacak filmidir...
En kötü filmi: Saçma sapan bir 80’ler komedi aksiyonu “Dur Yoksa Annem Ateş Edecek”...
Ünlü repliği:
Edriyıııııoouuun (Rocky)
BRUCE WILLIS
Nasıl tanıştık?
Willis’in 1985 yılında “Mavi Ay” dizisinin savruk dedektifi
David Addison rolünü kapmasıyla şöhret yılları başladı. Türkiye’deyse dizi 1987’de
TRT’de de yayınlanmaya başladığında onu seslendiren Alev Sezer’in dublajının da
katkısıyla çok çabuk sevildi. Willis’in sinema şöhreti ise “Zor Ölüm” (Die
Hard) polisiye aksiyonuyla geldi...
Neyi temsil eder?
Willis en çok da bezgin ya da bitik bir ruh halindeyken zor
bir işi başarması gereken karakterlere yakıştı. “Ucuz Roman”, “12 Maymun”, “Ölümsüz”,
“Son Görev”, “Zor Ölüm 3”, “5. Güç” gibi filmlerinde hep kendinden beklenmeyen
atılımlar gösteren bitik adamları oynar...
Neden severiz?
Willis’in güzel gülüşü, muzip bakışı ve soğukkanlı duruşu
sevilmesindeki en büyük nedenler. Oynadığı filmlerde genellikle o kendine has
muzipliği çoğu rolüne taşıdı...
En iyi filmi: Bir
Tarantino harikası: “Ucuz Roman” (Pulp
Fiction)
En kötü filmi: Dünyanın en saçma hikayelerinden biriydi: “Armageddon”
Ünlü repliği: Yippee
ki-yay motherfucker (Zor Ölüm)
JEAN CLAUDE VAN-DAMME
Nasıl tanıştık?
1988’deki “Kan Sporu” (Bloodsport) Bruce Lee’nin ünlü filmi “Ejderin Üç
Fedaisi”nin (Enter The Dragon) kötü bir kopyası gibidir ama tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de de video piyasasında bir ekol olur.90'larda evde videosu olup da "Kan Sporu"nu izlememiş sinemasever bulmak neredeyse imkansızdı...
Neyi temsil eder?
Zarif, kibar ve ‘kickboks’daki ustalığını zorda kalmadıkça
kullanmak istemeyen bir kahramandır o filmlerinde...
Neden severiz?
Van Damme Türkiye’ye birkaç kez gelmiş hatta birinde Ömer
Faruk Sorak’ın “Sınav” filminde de rol almıştı. Reha Muhtar’ın ana haber
bültenine de çıkmış sempatisiyle dikkat çekmişti.
En iyi filmi:
John Woo’nun Hollywood’daki ilk filmi “Zor
Hedef” (Hard Target)
En kötü filmi: En kötü bilgisayar oyunu uyarlamalarından biri olan “Street Fighter”
diyebiliriz...
Ünlü repliği: “Bugün
şanslı günün değil!” (Evrensel Askerler)
CHUCK NORRIS
Nasıl tanıştık?
Bruce Lee filmi “Dünyada Benden Büyük Yok”da (The Way of the
Dragon) önemli bir rolde görününce dikkat çekti. Sonra bir baktık ki 80’lerin
ucuz Amerikan aksiyonlarının bir numaralı ismi olmuş...
Neyi temsil eder?
Hollywood’un sağ kanadını sinemada temsil eden, milliyetçi ve
tutucu bir karate hocasıdır kendisi... Filmlerinde sert ve soğukkanlı pek de
espritüel olmayan kahramanları oynar...
Neden severiz?
Yakışıklı ya da cazip bir adam olmasa da kaba sabalığı ve
aksiyon sırasında ağzında purosuyla sağa sola ateş etmesi hayranlarına çekici
geliyordu..
En iyi filmi: ABD
propagandası yapıyor olsa da Lee Marvin’le başrolü paylaştığı “Zafer Topu” (The Delta Force)
En kötü filmi: Sözümona Rusya’nın ABD istilasını konu alan “İstila” (Invasion
USA)
Ünlü repliği: “Oyun
bitti!” (Missing in Action)
JET LI
Nasıl tanıştık?
Uzakdoğu filmlerine özel bir düşkünlüğü olmayan herkes onu
ilk kez “Cehennem Silahı 4” filminde Mel Gibson’ı bir güzel pataklarken gördü.
Halbuki Çinli oyuncu dövüş sanatlarının en görseli wushu’da üstün yetenekli
olup memleketinde çok iyi filmler çekmişti.
Neyi temsil eder?
İyi adamları oynamaya başladıktan sonra, bilge, barışçıl ve
iyi kalpli kahramanları canlandırdı...
Neden severiz?
Kötü adamı oynarken karizmatik, iyi adamı oynarken de kısa
boyu ve güldüğünde hoş görünen yüzüyle sempatiktir. Hızlıdır ama büyüleyici
derecede estetik dövüşür...
En iyi filmi:
Fazla aramaya gerek yok: “Kahraman” (Hero)
En kötü filmi: Eğlenceli bir seriye bu kadar zorlama bir devam filmi çekilir: “Mumya
3”
Ünlü repliği: “Bana
vurabilirsin ama saçıma dokunursan seni öldürürüm!” (filmde değil röportajında
söylemiş!)
JASON STATHAM
Nasıl tanıştık?
Rol aldığı ilk film olan, çağdaş İngiliz sinemasının parlak
yönetmeni Guy Ritchie’nin dünyada ilgiyle karşılanan filmi “Ateşten Kalbe Akıldan Dumana” (Lock, Stock and Two Smoking Barrels) Türkiye’de Ritchie’nin
ikinci filmi “Kapışma”dan (Snatch) sonra vizyona girmişti. “Kapışma” ise Türkiye’de
tüm zamanların en çok satan DVD’lerinden biridir...
Neyi temsil eder?
Bruce Willis kadar sempatik sayılmaz ama Statham sanki yeni
nesil Bruce Willis gibi... Esprili, ağzı kalabalık, becerikli ve de gözüpektir
filmlerinde...
Neden severiz?
Statham artık seyrek film çeken Stallone gibi aksiyon
kahramanlarının boşluğunu doldurdu. Türkiye’de filmlerine verilen isimlere
bakın: “Suikastçı”, “Taşıyıcı”, “Tetikçi”, “Koruyucu”...
En iyi filmi:
Ateşten Kalbe Akıldan Dumana (Lock, Stock...)
En kötü filmi: Ortaçağ savaşçısı olmak hiç yakışmamıştı ona: “Özgürlük
Savaşçısı” (In The Name of the King)
Ünlü repliği: “Ben
Terminatör’üm!” (Tetikçi)
DOLPH LUNDGREN
Nasıl tanıştık?
İsveçli Dolph’un sinemadaki ilk önemli rolü “Rocky IV”teki
Rus boksör Ivan Drago. Yani dünya onu nefret ederek sevmeye başladı desek
yeridir...
Neyi temsil eder?
90’ların ikinci sınıf aksiyonlarında Rus veya Doğu Avrupalı
kötü adam rollerinin yanısıra esas kahramanı oynadığı filmler de geldi. Ama
Dolph hiçbir zaman o soğuk fiziğini ve hantal duruşunu seyirci nezdinde
avantaja çeviremedi.
Neden severiz?
Soğuk, kötü bakışlı ve sarışın bir adam...! Herkesin bir
alıcısı vardır!
En iyi filmi: “Rocky
IV”. Varın gerisini siz düşünün...!
En kötü filmi: Bütün filmografisi?
Ünlü repliği: “Kaybedeceksin!”
(Rocky IV)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder