Bir zamanlar
Türkiye’de...
“İftarlık Gazoz”, kimi dağınıklıklarına rağmen çok samimi,
duygusal ve şu zamanda izlenmesi gereken bir film... Cem Yılmaz’ı ise asıl bu
filmde görün...
Yönetmen Yüksel Aksu ilk filmi “Dondurmam Gaymak”ta en rahat
olduğu bölgelerde dolaşacağının işaretini verenm bir yönetmendi. Özellikle
popüler sinemamızın ve televizyon dizilerimizin ikibinlerde bulduğu yeni bir
damardı Ege insanının hikayeleri... Aksu ege taşrasını çok iyi bilen, oralı bir
sinemacı. Çağan Irmak'ın “Babam ve Oğlum”u (2005) ve Aksu'nun “Dondurmam Gaymak”ı (2006) bu damarın sinemamızdaki
parlayan yıldızları oldular. Yüksel Aksu üçüncü filmi “İftarlık Gazoz”da da bu en iyi bildiği
sularda yüzmeye devam ediyor.
1974’te Muğla’nın Ula ilçesinde bir ilkokul öğrencisi olan
Adem yaz tatilinde mahallenin gazoz satıcısı Cibar Kemal’in yanında çırak
olarak işe başlar. Tütün tarlalarında çalışan anne-babası ve diğer büyükler
farklılıklarına rağmen birbirleriyle iyi geçinen insanlardır. Adem o sıcak
yazda ustası Cibar’ın yanında çıraklık yaparken ilk oruç deneyimini yaşayacak
ve büyümenin acılı bir deneyim olduğunu da keşfedecektir.
Yüksel Aksu “İftarlık Gazoz”da bir bilinç savaşı anlatıyor
aslında. Sadece küçük bir çocuğun büyümesiyle gelen bilinçlenme değil burada
bahsettiğim. Tütün işçilerinin, uğruna deliler gibi çalıştıkları patronlarının
devrimci oğlunun ve arkadaşları tarafından bilinçlendirilme çabaları, kasaba
imamının kendince cemaatini islamla bilinçlendirme çabaları, Adem’in
anne-babasının oğullarını doktor/mühendis olması için bilinçlendirme gayreti,
devletin resmi eğitimle vatandaşlarını ‘bilinçlendirme’ çabaları... Bütün hepsi
birbirinin içine geçmiş büyük bir karmaşadır. Oysa kasabalılar için hayat çok
basittir: “Cenab-ı Allah dünyayı yaratmış, Atatürk de vatanı kurtarmış”tır.
Gerisini bilmeye gerek yoktur!
Adem film boyunca bu ‘bilinçlendirme’ çabalarının tamamına
maruz kalıyor. Bütün büyüme hikayesi filmlerinde olduğu gibi örnek aldığı biri
vardır elbette: devrimci Hasan abi. Ancak tabi ki de bu sistem içinde en
zararlısı ve istenmeyeni de odur (!) çünkü düşünen, okuyan, vicdanlı ve iyi bir
insandır!
Cem Yılmaz çok iyi...
Türkiye toplumu her ülkenin yaşadığı bu büyük engeli bir
türlü aşamadı. Köy enstitülerinin kapatılmasından 1980 darbesine, faili meçhul
cinayetlerden ta bugünkü halimize kadar sürekli sekteye uğratılan ve yanlış
yönlendirmeyle yolundan saptırılmış bu ‘bilinçlendirme’ çabaları... Diğer
yandan, masum ev yapımı gazozlarımız kapitalist meşrubatlarla elimizden
alınacaktı, fakir olduğumuz hoşlandığımız kızın annesi tarafından yüzümüze
vurulacaktı, bikinili kızlara bakmak daha en baştan yasaklanacaktı... “Açlık”
sadece ramazanda değil hayatımızın her yerinde var olacaktı illa ki...
“İftarlık Gazoz”daki masum Adem bizsek eğer, babası Osman ve
‘baba yarısı’ ustası Cibar da evin rızkı peşinde koşmaktan başka bir şey
düşünemez olmuş şaşkın büyüklerimizdi. Çoğumuz yolumuzu kendimiz bulmak
zorundaydık. “İftarlık Gazoz” işte bunun filmi. İçi boş komedilerle, korku
filmleriyle dolu bu ortamda bu filmi yapmaya karar veren herkese teşekkür etmeli.
Ama keşke seyirci ilgisine daha çok yaklaşmak için bazı sahnelerin uzamasına izin verilmese, finale doğru ağlatmak için çaba
gösterilen bir film olmasaydı yine de. Aksu, Cibar’ın da söylediği gibi ‘azı
karar çoğu zarar’ diyebilseydi. “Cennet Sineması”na yakın duran masalsı tondan
çok “400 Darbe”nin çarpıcı gerçekliğine yakın dursaydı. Suratımıza tokat gibi
inseydi. Tatlı bir film izleyip güldük, duygulandık diyerek değil, tokat yemiş
olarak çıkabilseydik salondan. Sanırım şu an en çok öyle bir şey lazım çünkü
uyanmamız için... Ya da evet, ben hâlâ insanların film izleyerek bile değişebileceklerine inanan saf bir romantiğim!
Filmin bütün oyuncuları çok iyi, ama Cem Yılmaz’ın
oyunculuktaki asıl tonu kesinlikle bu. Hayranı olduğu Sadri Alışık gibi en iyi
performanslarını trajikomik karakterlerde çıkarıyor en çok. Küçük oyuncu Berat
Efe Parlar da o güzel gözlerinin hakkını veriyor film boyunca... 3,5/5
İftarlık Gazoz
Yönetmen: Yüksel
Aksu
Oyuncular: Cem
Yılmaz, Berat Efe Parlar, Ümmü Putgül, Yılmaz Bayraktar, Okan Avcı, Macit Koper
105 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder